Aklına Şair Adam Mickiewicz'in heykeli gelince gözleri parladı.
Literature
Şenol çığlıklar atarak Kolera Sokağı'nı inletirken, softa takımı, çocuğun gözünde saplı duran oka hiç el sürmedikleri gibi onu alıp hastaneye götürmeyi akıllarının ucuna bile getirmediler.
Koleraya yayılan bayıltıcı kuyrukyağı kokusu Gıli Gıli 'nin midesinde fırtına gibi esip gözlerini kararttı. Nefes almakta güçlük çeken Salih, dükkana sürünerek girip havlu dolabının arkalarında sota bir yere sakladığı ojeyi çıkarıp defalarca koklayarak kendine gelmeye çalıştı.
Gıli Gıli duygularını yumuşatmak için balkondaki kırık kiremitlerin arasına sakladığı ojesini çıkarıp defalarca soludu. Oje kokusu ruhuna yayıldıkça gövdesi hafifledi.
Kucaklarındaki kedileri okşaya okşaya balkonlu ve teraslı evlere doğru yürüdüler. Esrar ve ekmek paralarını zavallı tekirlerin sırtından kazanıyorlardı.
Biladerlerim, kardeşlerim, kankalar! Kolera'dan uluslararası hırsızlık madalyası kazanmış bir düzine hünerli gaftici çıktı. Bu şahsiyetlerin "Saat kaç kardeş?" dedikleri insanlar, ömür boyu saatsiz dolaştılar.
Çalışan insan avare olmaz.
Aynanın karşısında yumuşak, seri ve ağırbaşlı bir hareketle Arap Sado'nun yadigarı muhteşem sustalıyı açtı. Gençliğini bir süre daha ayna karşısında seyredip sustalıyı bileklerine indirdi!